
Hiç sevilmemiş ya da sevmemiş, hayatının herhangi bir döneminde aşktan yana bir yürek sızısına sahip olup acı çekmiş olan, bir daha da aynı sızıyı yüreğine yaşatmamak adına kalbinin tüm kapılarını sevgi ve aşk ile ilgili tüm duygulara sıkıca kapatmış bir insan sevmekten korkabilir. Peki, bu durum kendini hangi eylemlerle gösterir? İşte sevmekten korktuğunuzu gösteren 5 işaret...
Kendinizi geri çekmek
İlişkilerinde sorun yaşayan birçok insan karşılarındakinin artık eskiden yaptığı güzel davranışları yapmadığını söyler. "Artık durduk yere gelip bana sarılmıyor" veya "Eskiden çok iyi bir dinleyiciydi" gibi, ilişkinin başlarında bulunan, ama zamanla kaybolmuş davranışlardan bahsedilir. İnsanlar ilişkide birbirlerine yaklaştıkça, yakınlıktan korkup kendilerini geri çekmeye eğilimlidir. Araya mesafe koymak için de, karşılarındakinin sevdiği bazı davranışları yapmayı bırakırlar.
Hislerinizi kapatmak
Kendimizi geri çekmeye başlama sebeplerimizden biri de, daha önceki tecrübelerimizden oluşturduğumuz savunma sistemini kullanıp hislerimizi engellemektir. Örneğin, birine aşık olmaya başladığımızı fark edince, kendimize "Çok hızlı ilerliyoruz. Bunun sonunda üzüleceğim. Kimseye ihtiyacım yok. Bu ilişkiyi durdurmalıyım." gibi cümleler kurarız, ve sonuç olarak kendimizi bizi mutlu eden bir olaydan uzaklaştırmış oluruz.
Savunma sistemimiz bizi içe kapanık yapar ve soğuk davranmamıza sebep olur. Sevdiğimiz kişiyle iletişim kurmamamız için milyonlarca küçük sebep buluruz. Hislerimizi köreltir, karşımızdakinin duygularını önemsizleştiririz. Sonuç olarak da ilgimizi kaybeder ve karşımızdakini mutlu eden davranışlardan kaçınır hale geliriz. Beraber vakit geçirmeyi reddederiz, suçu hayat koşullarına atarız, ancak içten içe biliriz ki suç aslında bizdedir
Sürekli eleştirel olmak
Hislerimizi kapatmanın başka bir yolu da, karşımızdaki kişinin sürekli olarak hatalarını görüp, eleştirmektir. Kendimizi de karşımızdakini de eleştiren iç sese boyun eğer, onun algımızı karartmasına izin veririz ve sonuç olarak zihnimizde ilişkiyi, ilişkinin bozuk ve karanlık bir versiyonu olarak görmeye başlarız. En küçük şeylerden tartışma çıkarırız. Hatta kısasa kısas mantığında, ne verdiğimizi ve ne aldığımızı hesaplayıp, ilişkiyi bir matematik problemi gibi görmeye bile başlayabiliriz. Bu eleştirel iç ses, ayrıca seçiçi bir şekilde dinliyor da olabilir. Sadece negatif cümleleri duyup, kelimelerin anlamını değiştiriyor olabiliriz. Bu iç sesi dinleyip, eleştirmeye devam edersek, ilişkide mesafe koymuş oluruz
Tartışma yaratmak
Tüm çiftler çözmesi zor bazı tartışmalar yaşar, bağımsız iki zihnin tam olarak uyuşması imkansızdır. Ancak bazen, hiçbir sebep yokken kavga çıkarıyor olabiliriz. Bu davranış tartışmalar çözmeye değil, yeni tartışmalar yaratmaya yarar. Bu negatif tepkilerin mantığını çözüp neden yapmak istediğimizi anlayarak, davranışlarımızın kötü yönde değişmesini engelleyebiliriz. Eğer istersek, çaba sarf ederek sevgiyi hayatımızda tutabiliriz.
Sevdiğiniz kişiye sevgisiz davranışlarda bulunmak
Birçok çift birbirlerini sevdiğini iddia ederken, aynı zamanda birbirlerine o kadar kötü davranıyorlar ki, birbirlerinden hoşlandıklarını düşünmek bile zor. Sevgi dolu davranmadan sevdiğimizi iddia edemeyiz. Bazen çiftler birbirlerine sevgi gösterip doğal davranmak yerine, "ilişkide olma" algılarına göre davranışlar sergilemeye başlar. Bu olduktan sonra, iki birey arasındaki sevgi ve nazikliği hiçe sayıp, tek bir varlıkmış gibi hareket etmeye başlarlar.