Psikiyatri Uzmanı Doç.Dr. Gül Eryılmaz, sanal kumar bağımlılığının yaygınlaşmasında teknoloji kullanımının etkili olduğunu belirterek “Sanal kumar bağımlılığı, kumar bağımlılığından ayrı bir hastalık ya da davranış değildir. Kumara erişimde farklı bir yol olan internetin kullanılması söz konusudur. Çağımızda teknolojinin yaygınlaşması, internetin kullanımını kolaylaştırmış olsa da bu davranışa katkıda bulunabilir. Daha ziyade online kumar, kumar oynamanın farklı bir erişim biçimidir. Her zaman ve her yerde oynanabilmesi, bahislerin hızlı bir şekilde yapılabilmesi ve sonuçların bildirilmesini sağlayan internet bağlantıları, aşırı kumar oynamaya ve bağımlılığa katkıda bulunmaktadır” diye konuştu.

Ergenlik dönemi çok kritik

Sanal kumar bağımlılığının genellikle ergenlik döneminde başladığını kaydeden Doç.Dr. Gül Eryılmaz, “Kumar bağımlılığı genellikle ergenlikte başlamaktadır. Başlarda keyif için oynanan bahisler ve rekabet ortamı, daha sonra kazanmaya, sonrasında da kaybettiğini kazanma amacıyla oyun oynamalara devam etmesi ile sürmektedir” dedi.

Nörolojik hastalıkların yan etkisi olarak da ortaya çıkabiliyor

Kumar bağımlılığının, diğer bağımlılıklar gibi hayatı önemli derece etkileyen bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç.Dr. Gül Eryılmaz, “Sanal kumar bağımlılığı, hem ekonomik olarak hem de aile işlevlerini etkilemesi nedeniyle oldukça hasar verici bir hastalıktır. Genellikle ergenlikte başlasa da geç yaşlarda da görülebilir. Özelikle ikincil kumar oynama bozukluğu dediğimiz grup, bazı nörolojik hastalıkların ya da ilaç yan etkilerinin sonucu ortaya da çıkabilir” uyarısında bulundu.

Tedavide üç yöntem kullanılıyor

Sanal kumar bağımlılığının tedavisine de değinen Doç.Dr. Gül Eryılmaz, “Tedavisinde ilaç, psikoterapi ve aile terapisti olmak üzere üç ana yöntem kullanıldığı söylenebilir. İlaç tedavileri oldukça etkilidir aynı zamanda beyin uyarım tedavileri de kumar oynama isteği için oldukça etkin olan tedavilerin başında gelmektedir” ifadelerini kullandı.

Tedavi sürecine ailenin dahil olması önemli

Doç.Dr. Gül Eryılmaz, tedavi sürecinde aile tutumlarının önemine işaret ederek ailenin mutlaka tedavi sürecinde yer almasını, kişinin tedaviye gelmek istememesi halinde mutlaka ailenin tedaviye gelmesi ve danışmanlık almasının önerildiğini söyledi.