Göğüs büyüklüğünün belli bir aşamadan sonra hem görüntü olarak, hem de fonksiyonel açıdan problem oluşturabiliyor.

Özellikle normalde meme büyüklüğü olan hastalarımızın kilo alması sonucunda rahatsız edici bir yük olarak algılanmaya başlar. Bel ve sırt ağrıları, omuzlarda sütyen askılarına bağlı yaralar ve meme altında pişik benzeri tabloların görülmesi olağandır. Aynı zamanda egzersiz yapılmasına da engel olması nedeniyle kilo artışına da zemin hazırlar.

Ameliyat öncesi planlama vazgeçilmez bir unsurdur. Yatar pozisyonda meme şekli tamamen değiştiği için ayakta iken yapılacak işaretlemeler, ameliyatta bizleri yönlendirmektedir. Ameliyat öncesinde 6 saat boyunca su, yemek ve sigara kullanılmaması gerekmektedir. Ameliyat saatinde ise hasta, yatağında yapılan ilacın verdiği rahatlıkla ameliyathaneye indirilir ve genel anestezi altında operasyon tamamlanır.

Meme küçültme amacıyla çıkarılan bölge memenin alt kısmıdır. Bu sırada gelecekte süt verme ihtimali ve meme başı hissiyatının korunması amacıyla, çeşitli dokular tarafından taşınan meme başının vücut ile bağlantısı kesilmez. Bu şekilde meme başı yeni yerine taşınmış olur. Nadiren dren kullanılması gerekebilir. Ameliyattan 1 gün sonra hastaneden taburcu olmak mümkündür.

Eğer dren kullanıldıysa taburcu olmadan drenler çekilebilir. Ameliyat sonrasında ağrı nadiren görülür ve ağrı kesiciler yardımıyla kesilebilir. Ameliyat sonlandırılırken giydirilen medikal sütyenler 1 ay boyunca kullanılmalıdır.

Meme küçültme ameliyatı estetik ve fonksiyonel anlamda büyük kazanımlar getirirken tek kötü yanı ise bırakacağı izlerdir. Bu izlerden kaçınmamız ne yazık ki mümkün olmasa da, meme altına ve meme başı çevresine saklanması ve gizli dikişler kullanılması yardımıyla dikkat çekmemesi sağlanabilecektir. Sonuç olarak, zor olmayan bu sürecin sonunda, arzu edilenden daima daha iyi bir sonuca ulaşılmış olur.