Şifalı gücü ve zarif kokusuyla yüzyıllardır saf sevginin ve güzelliğin sembolü olmuş gül, Osmanlı’da birçok alanda hayatın içindeydi. Ayrıca ilahi ve beşeri güzelliğin yansıdığı nadide bir çiçek olarak kabul görürdü. Misafir ikramlarında baş köşede olan gül, aynı zamanda tıp alanında da tedavilerde yer alırdı.

Gül mayası, Osmanlı kültürünü günümüzde de yaşatmaya devam ediyor. Üstelik paraben ve parafin içermeyen tamamen bitkisel formülüyle de dikkat çekiyor.

Gül mayası nasıl üretiliyor?
İnsanlığın en eski ilaçlarından olan esansiyel yağlar içeren gül mayası, "Rosa Damascena” adı verilen gül türünden hazırlanıyor. Bu gül türü aynı zamanda dünyanın en değerli gül endüstrisi ürünü olma özelliği de taşıyor.

Gül mayası, gül yağı üretimi sırasında ayrışan yağlı ve bulanık suyun (mayanın) bire bir oranında damıtılması ve zemzem suyu ile karıştırılması sonucunda elde edilir. Yani gül yapraklarının suya bırakmış olduğu doğal esanstan hazırlanan bir sudur. Gül mayasında gül suyuna oranla daha fazla gül yağı esansı mevcuttur.

Gül mayasının faydaları nelerdir?
Gül mayası, yaşlanmayı geciktirir, toksinlerin atılmasını sağlar, serinletici ve ferahlatıcı bir etki sunar. Standart nemlendiricilerdeki moleküllere oranla daha küçük yapıya sahip olan gül mayası cildi nemlendirir, besler, onarılmasına ve sıkılaşmasına yardımcı olur.

Kullanıldığı bölgelerdeki dokuları gerginleştirici etkiye sahiptir. Cildi besleyen ve dokuları gerginleştirici hale getiren özelliği sayesinde ciltte ve vücut bakımında kullanılabilir.

Gül mayası; alerjiler, tiroit bazlı rahatsızlıklar gibi birçok sıkıntıya yol açan kimyasal ürünlerin aksine tamamen doğal bir içeriğe sahiptir. Öyle ki bu içeriği sayesinde bazı yiyecekler ve tatlılarda aroma olarak dahi kullanılabilir.

Gül Mayası, sabah ve akşam temiz cilde sıkılarak uygulanıyor. Ardından kuruması bekleniyor.