Yüksek tansiyon, kan basıncında anormal bir yükselmedir ve kardiyovasküler hastalığa neden olabilir. Ancak stres, yüksek tansiyon için bir risk faktörü olabilir mi?

Strese Bağlı Yüksek Tansiyon Belirtileri Nelerdir?

Yüksek tansiyon ya da yüksek kan basıncı, damar duvarlarında kan anormal olarak yüksek basınç ile karakterize edilir. Stres altında veya fiziksel efor sırasında kan basıncının yükselmesi normaldir. Ancak hipertansiyonu olan kişilerde, istirahatte veya stres yokluğunda bile kan basıncı her zaman yüksek kalır.

Kan basıncı gün boyunca değişir. Stres veya yoğun duygu durumunda, doğal olarak yükselir. Kan basıncı 14/9 cmHg'nin üzerinde kalıcı olarak yükseldiğinde, arteriyel hipertansiyondan söz ederiz. Tedavi edilmeden bırakıldığında hipertansiyon birçok komplikasyona neden olabilir: inme, kalp krizi, kalp veya böbrek yetmezliği, retinopati, damar sertliği, erektil bozukluklar.

Çarpıntı

Yorgunluk, uyuşukluk

Baş dönmesi

Görme sorunları (gözlerin önünde uçar)

Sinirlilik

Baş ağrısı

Kulaklarında çınlayan

Burun kanaması

Mide bulantısı ve hatta kusma

Ellerde ve ayaklarda uyuşma veya karıncalanma.



Strese Bağlı Tansiyonu Tetikleyen Durumlar Nelerdir?

Vakaların% 90'ında hipertansiyonun nedeni bilinmemektedir. Ancak yaşın, kalıtımın, egzersiz yapmamanın ve hatta fazla kilonun devreye girdiğini biliyoruz. Daha nadiren, hipertansiyon bir hastalığa veya ilaçların alınmasına ikincildir

Hamilelik sırasında yüksek tansiyon da gelişebilir. Bu daha sonra "gebelik" hipertansiyonu olarak adlandırılır. Bu hipertansiyon, doğum sırasında sorunlara neden olabileceği için izlenmelidir.

Ayrıca yüksek tansiyon aşağıdaki kişileri daha çok etkiler:

Ailede erken hipertansiyon öyküsü olan kişiler.

Diyabet, uyku apnesi veya böbrek hastalığı gibi belirli hastalıkları olan kişiler.

Hamile kadınlar: Sözde "gebelik" hipertansiyonu, gebeliklerin yaklaşık% 10'unu etkiler.

Yüksek tansiyon için risk faktörleri şunlardır:

Genel obezite, abdominal obezite ve fazla kilo.

Stres Tansiyonu Etkiler mi?

Stres, yakın bir tehlikede olduğumuzda veya rahatsız edici bir duruma uyum sağlamamız gerektiğinde tetiklenen fizyolojik bir fenomendir. Bu durumda tansiyon yükselir, kalp ritmini hızlandırır, akciğerlerimiz daha fazla oksijen verir, kısacası vücut kendini savunur ve harekete geçer.

Ek olarak, sempatik sinir sistemi, vücuda kaçmak veya savaşmak için ihtiyaç duyduğu enerjiyi vermek için kalp ve kan damarları dahil çoğu organda adrenalin dahil olmak üzere stres hormonlarının salınmasına neden olarak aktive olur.


Ancak bu değişiklikler ara sıra meydana gelir ve stresinizi yönettiğinizde kaybolur.
Pek çok insan sinir gerginliği ile yüksek tansiyonu birbirine karıştırır ve yüksek tansiyonundan stresin sorumlu olduğunu düşünür. Onlar yanlış. Stresli ve hipertansif olabilir ve stres olmadan hipertansif olabilirsiniz.

Yaşamın çalkantılı olması, tonlarca sorumluluğumuzun olması, baskı altında yaşadığımız ve yorulduğumuz için kan basıncımızın kaçınılmaz olarak patolojik ve tekrarlayan bir şekilde artması değildir. Kişi ayrıca sakin ve dingin olabilir ve yine de yüksek tansiyondan şikayetçi olabilir.

Yüksek Tansiyonun Tedavisi Var mı?

Yüksek tansiyonun kalıcı olarak tedavisi yoktur. Tedavinin amacı organlara (kalp, beyin, böbrekler, gözler) gelebilecek olası hasarı önlemek için kan basıncını yapay olarak düşürmektir. Bu organlar zaten etkilendiğinde, yüksek tansiyonu tedavi etmek daha da önemli hale gelir. Diyabetli kişilerde tedavi hedefleri daha yüksektir çünkü komplikasyon riski artar.

Reçeteyle elde edilen çeşitli ilaç türleri, yüksek tansiyonun yeterli şekilde kontrol edilmesini sağlayabilir. Hastaların çoğunun kan basıncı hedeflerine ulaşmak için 2 veya daha fazla ilaca ihtiyacı vardır. İlaçlar hastanın durumuna göre doktor tarafından verilir.