2008 yılından bu yana başta Society for Neuroscience ve Dana Foundation olmak üzere sinirbilimle ilgili uluslararası kuruluşlar öncülüğünde her yıl Mart ayının üçüncü haftası Beyin Farkındalığı Haftası olarak kutlanıyor. Sinirbilimin dünyada daha iyi tanıtılması, öneminin anlatılması ve alandaki yeni gelişmelerin toplumda yankı bulması hedefleniyor.

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Metin, Beyin Farkındalığı Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada beyin sağlığına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Pandemi panik ve kaygı bozukluğunu artırdı

İçerisinde bulunduğumuz pandemi döneminde en sık panik ve kaygı bozukluklarının arttığını belirten Prof. Dr. Barış Metin, “İnsanlar hastalık kapma ve yakınlarına bir şey olma kaygısı ile yüz yüze geldiler. Bunun yanında birçok kişinin geliri azaldı ve mali zorluklar kaygıyı tetikledi. Sürekli evde kalma durumu ayrıca uyku bozukluklarını tetikledi. Gündüz evde bulunan bireyler gece gündüz döngülerini kaydırarak gündüz uyumaya ve gece geç saatlere kadar uyanık kalmaya başladı. Çocukların okula gidemeyip evde kalması, özellikle anneler üzerindeki baskıyı artırdı. Evde çocuklarla sürekli vakit geçiren ve dışarı çıkamayan hanımlarda baş ve vücut ağrıları yoğun görülmeye başladı” diye konuştu.

Hareketsizlik sağlığı olumsuz etkiledi

Ayrıca dışarı çıkamamak ve spor yapamamanın fiziksel şikâyetlerin daha yoğun yaşanmasına neden olduğuna işaret eden Prof. Dr. Barış Metin, “Evde sürekli yemek yeme ve özellikle hamurlu gıdalar tüketimi insanların kilo almasına ve beden sağlıklarının olumsuz etkilemesine neden oldu. Beden sağlığının bozulması, çalışamama ve kaygı birleşince de stres hat safhaya ulaştı” dedi.

Sosyal izolasyon depresyonu tetikliyor

Sosyal izolasyon, stres ve kaygı ve karamsarlığın beyin sağlığı üzerinde olumsuz etkilerine dikkat çeken Prof. Dr. Barış Metin, “İnsan sosyal bir varlıktır. Sosyal etkileşim temel ihtiyaçlarından biridir. Pandemi dönemindeki sosyal izolasyon daha çok sosyal medya üzerinden etkileşim kurmaya sürükledi insanları. Tabi sosyal medya, zoom, skype gibi mecralardan iletişim yüz yüze konuşma, birlikte yeme içme kadar tatmin edici olmadı. Sosyal izolasyon kaygı, stres ve depresyonu tetikliyor. Erişkinde bu durum genelde dikkat bozuklukları ve konsantrasyon sorunları yaratıyor” dedi.

Bunama hastalarının unutkanlık düzeyi ilerledi

“Yaşlıların stres, kaygı ve izolasyondan etkilenmeleri gençlere göre daha derin oluyor” diyen Prof. Dr. Barış Metin, “Bu dönemde özellikle bunama hastalarının çok yoğun ve derin etkilendiklerini görüyorum. Bunama hastalarının unutkanlık düzeyleri ve hastalıkları belirgin olarak ilerledi. Bu ilerlemede en büyük etkenin bu grubun yani özellikle yaşlıların katı miktarda izolasyona ve sokağa çıkma kısıtlamasına tabi tutulmasıdır” dedi.

Demans-bunama hastalarının izole kalmamasına dikkat edin

Bu dönemde özellikle bunama hastalarının izolasyonda tutulmamasına dikkat etmek gerekliliğini vurgulayan Prof. Dr. Barış Metin, “Yaptığımız araştırmalarda ayrıca daha önce depresyon geçirmiş bireylerin daha büyük risk altında olduğunu bulduk. Yakınınız demans-bunama hastasıysa izole kalmamasına dikkat edin, sık sık arayın, hijyen kurallarına uyarak mümkün olduğunca ziyaret edin” tavsiyesinde bulundu.

Depresyon atağı geçirenler dikkat!

“Daha önceden depresyon atağı geçirdiniz ve tedavi aldıysanız, bu dönemde küçük belirtileri ihmal etmeyin ve yardım alın” uyarısında bulunan Prof. Dr. Barış Metin, “Hastaneye gitmeye çekiniyorsanız çevrim içi destek veren uzmanlardan destek almaya çalışın. Uyku uyanıklık döngünüze dikkat edin. Gece ve gündüzün yer değiştirmesine, ritim kaymasına izin vermeyin, Uyku hijyeni kurallarına dikkat edin ve uyku saatlerinizi değiştirmeyin” diye konuştu.