Kalp damar hastalıklarına karşı iyi gelmesi ile öne çıkan Lahana suyu, daha birçok değişik fayda sunuyor. Bol mineral barındıran ve antioksidan içeriğine sahip olan Lahana suyu, değişik yollardan elde edilebilir ve tüketilebilir.

Lahana Suyu Nasıl Kullanılır?

Bu konuda en çok merak edilen durumlar içerisinde lahana suyunu nasıl kullanılması gerektiği geliyor. Özellikle faydalarından etkin bir şekilde yararlanmak adına, değişik yöntemler üzerinde lahana suyunu kullanmak mümkün. Lahana suyu günümüzde daha çok lahana kürü olarak hazırlamak suretiyle kullanılır.

Yemeklerden 1 saat önce ya da yemeklerden 2 saat sonra aç veya tok karnına tüketilebilir. Ayrıca sabah 1 su bardağı ve akşam 1 su bardağı olmak üzere toplamda 3 gün boyunca aralıksız kullanmak etkilidir. Daha sonra buna 3 gün ara vermek suretiyle yeniden aynı şekilde 3 gün kullanmak, lahana suyunun getirdiği faydalardan yararlanma olanağı sunar.

Lahana Suyu Faydaları Nelerdir?

Özellikle insan sağlığı açısından sunduğu faydalar ile beraber, günümüzde tüketilen doğal besin kaynakları içerisinde lahana suyu geliyor.

- Zayıflamaya yardımcıdır.
- Özellikle göbek bölgesindeki yağların eritilmesinde etkilidir.
- Yağ yakıcı ve ödem atıcı özelliğe sahiptir.
- Zengin lif içeriği sayesinde metabolizmayı hızlandırır ve dengeli şekilde kilo kaybı sağlar.
- Toksinlerden arındırıcı bir etkiye sahiptir.
- Kolon kanserini önlemede etkilidir.
- Kan dolaşımını düzenler ve vücuda canlılık sağlar.
- Uyku apnesini tedavi edici bir etkisi bulunur.
- Kanı temizler.
- Damar tıkanıklığını önleyici bir etkisi bulunur.

Yukarıda verilen böylesi faydaları ile beraber lahana suyu düzenli olarak tüketilebilecek önemli besin kaynakları içerisinde geliyor.

Lahana Suyu Neye İyi Gelir?

Lahana suyu günümüzde özellikle dengeli şekilde kilo kaybı vermesi üzerinden ilgi topluyor. Yüksek oranda lif bulunduğu için metabolizmayı hızlandırmak da ve böylece kilo vermede yardımcı bir etki sağlamaktadır. Tabii kolon kanseri üzerinden hücrelerinin oluşması noktasında önemli bir mücadele gösterir. Böylece kanserli hücrelerin oluşmasına engel teşkil eder. Kan dolaşımını düzenler ve toksinleri attırıcı bir etki verir.

Bağışıklık sistemini güçlendirirken birçok dış zararlıya karşı önemli bir koruma sağlar. Tabii hücre yenilenmesini destekleyen bir yapısı olduğu için, cilt konusunda da gençleştirici bir özelliği bulunur.