Kan basıncının etkin bir şekilde kontrol edilmesiyle inmede yüzde 35-40, kalp krizinde yüzde 20-25, kalp yetersizliğinde yüzde 50 azalma sağlanabiliyor...

- Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Giray Kabakçı, ?Hipertansiyon tedavisinde ilk aşama, kişinin kan basıncının yüksek olduğunun farkında olmasıdır? dedi.

Prof. Dr. Giray Kabakçı, hipertansiyonun kalp-damar hastalıklarında önemli bir risk faktörü ve önlenebilir bir ölüm nedeni olduğunu söyledi. Kan basıncının etkin bir şekilde kontrol edilmesiyle inmede yüzde 35-40, kalp krizinde yüzde 20-25, kalp yetersizliğinde yüzde 50 azalma sağlanabileceğini kaydeden Prof. Dr. Kabakçı, ?Hipertansiyon tedavisinde ilk aşama, kişinin kan basıncının yüksek olduğunun farkında olmasıdır? dedi.

Ancak, hipertansiyonun varlığının saptanması ve tedavi verilmesinin kan basıncının kontrol altına alındığının bir göstergesi olmadığına işaret eden Kabakçı, yapılan çalışmaya göre, ülkedeki 15 milyon hipertansif bireyin hastalığının farkında olma oranının yüzde 40, bunun için ilaç alma oranının ise yüzde 13 olduğunu belirtti.

Kabakçı, ?Tüm hipertansifler arasında kan basıncı kontrol altında olanların oranı yüzde 8, antihipertansif ilaç alanların oranı ise yüzde 20 olarak bulunmuştur? diye konuştu.

Hipertansiyonla ilgili kılavuzlarda, antihipertansif tedavinin başlamasından 2-4 hafta sonra kan basıncının kontrol altına alınmış olmasının gereğine işaret edildiğini anlatan Kabakçı, böylelikle kalp-damar ve beyinle ilgili rahatsızlıkların önlenmesinin daha mümkün olabildiğini bildirdi. Kabakçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
?Hipertansiyonun kalp-damar ve beyinle ilgili hastalıklar için önemli bir risk faktörü olduğu unutulmamalıdır. Bu hastalık diğer risk faktörleri ile beraber değerlendirilmeli, tedavi stratejisi buna göre belirlenmelidir. Tedavide, hedef kan basıncı değerlerinin sağlanması ön planda tutulmalıdır.?

Hipertansiyon tedavisinde hastaya özgü etkenlerin de göz önüne alınması gerektiğini belirten Kabakçı, hastaların gerek yaşam tarzı değişikliklerine gerekse ilaç tedavisine uyum sağlayabilmesi için yeteri kadar aydınlatılmasının önemini vurguladı.